İhracatla tutunanlar

İhracatla tutunanlar

Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” üretimden satışlarda karlılığını değil karını artırdı. Alternatif pazarlara yaptıkları ihracat bu kuruluşların büyümelerinde belirleyici faktör oldu. Büyüdüler fakat sevindirici oranda değil. İstanbul Sanayi Odası (İSO) “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasını yayınladı. Türkiye’nin ekonomik dinamiğini ve gidişatını görmek için birinci 500 ve ikinci 500 en büyük işletmenin ortaya

Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” üretimden satışlarda karlılığını değil karını artırdı. Alternatif pazarlara yaptıkları ihracat bu kuruluşların büyümelerinde belirleyici faktör oldu. Büyüdüler fakat sevindirici oranda değil.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasını yayınladı. Türkiye’nin ekonomik dinamiğini ve gidişatını görmek için birinci 500 ve ikinci 500 en büyük işletmenin ortaya koyduğu genel tablo ne sevindiriyor, ne de korkutuyor.
Dengeler sapmadı: İSO araştırması şunu da gösterdi ki; İkinci 500 kapsamındaki işletmelerin Türkiye GSYH’sı içindeki payı 2008-2012 yılları arasında değişmedi, her yıl yüzde 0.9 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde İlk 500 Büyük’ün Türkiye GSYH’sı içindeki payı ise yüzde 9.5 ile 10.5 bandında seyretti. Bu da En Büyük 1000 içinde “Taht kavgaları” yaşandığına dair iddiaların ne kadar çürük olduğunu gösterdi.
Üretimden satışlarda tepedekiler: İSO araştırması sonuçlarına göre, üretimden satışlarda ilk 5 sıra şöyle paylaşıldı:
Şirket adı Üretimden satışı1. T.T.L. Tütün Sanayii. 166 milyon lira
2. Eker Süt Ürünleri 165.6 milyon lira
3. PNS Pendik Nişasta 165.2 milyon lira
4. Bursa Beton Sanayi 164.7 milyon lira
5. KİBSAŞ Karadeniz İnşaat 164.3 milyon lira

Sıralamada üretimden net satışlarında aralarında çok az fark bulunan Unmaş Unlu Mamüller altıncı, Edirne Yağ yedinci, Santa Farma İlaç sekizinci, Ertu Demir Çelik dokuzuncu, Argon Kimya ise onuncu oldu.
İhracat tutundurdu: İSO araştırmasının dikkat çeken sonuçlarından biri İkinci 500’ün ihracatta, Birinci 500 şirketten daha başarılı gözükmesi oldu. Birinci 500 büyük şirket 2012’de ihracatını yüzde 0.6 artırırken, İkinci 500 büyük şirketin ihracatı yüzde 4.6 arttı. Bu nokta, İkinci 500 büyük şirketin Türkiye’nin geleneksel ihracat pazarları dışında daha atak ve esnek oldukları şeklinde yorumlandı. Kaydedilmesi gereken önemli bir gelişmedir bu. Fakat statükoyu da görerek; İkinci 500’ün toplam satışları içindeki dış satışların payı, yüzde 26.8’e yükseldi. Bu yüksek oranlı artışa rağmen, İkinci 500’ün toplam ihracatının Türkiye ihracatı içindeki payı 0.5 puan azaldı.
İhracatta önde gidenler: 2012 yılı İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşlarından en fazla ihracat yapan kuruluş, 2011 yılındaki gibi Arbel Bakliyat Hububat Sanayi oldu. Şirket ihracatını yüzde 14.7 oranında artırarak 105.3 milyon dolara yükseltti.
İkinci sırayı 98.1 milyon dolarlık ihracat ile Dorçe Prefabrik Yapı ve İnşaat alırken, üçüncü sırayı da ihracatını yüzde 15 oranında artırarak 89.2 milyon dolara yükselten T.T.L. Tütün Sanayi aldı.
İhracatta sektörel performanslar: İkinci 500’de ihracatın 2012’deki sektörel sıralaması şöyle oldu: Yüzde 23.7’lik payla Dokuma, Giyim Eşyası, Deri ve Ayakkabı Sanayii açık ara birinciydi. İkinci sırada yüzde 16.7’lik payla Metal Eşya, Makine Teçhizat ve Mesleki Aletler Sanayii geliyordu. Üçüncü sırada ise yüzde 15.6’lık payla Gıda, İçki ve Tütün Sanayii yer aldı.
Karlılığı “faaliyet dışı” kurtardı: İkinci 500 şirketlerinin 2012 yılında üretimden satışları yüzde 5.9 oranında arttı ve 57 milyar 157 milyon lira oldu. Ancak 2012 yılında İkinci 500’ün de satışları Birinci 500 gibi durağandı. Buna rağmen İkinci 500 şirketlerinin toplam karlılığı 2012 yılında yüzde 61.1 gibi oldukça yüksek oranda arttı. Bunu da faaliyet dışı gelirler sağladı. Örneğin döviz sepetine karşı TL’nin değer kazanmasının işletmelerin finansal yapı üzerindeki olumlu etkisi, kayda geçirilmesi gereken en önemli faktör oldu.
En fazla kar edenler: 2012 yılı İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışması kapsamında en fazla kar eden kuruluş 152 milyon lira ile Netaş Telekomünikasyon oldu. En fazla kar eden kuruluşlar sıralamasında ikinci sırada 67 milyon liralık vergi öncesi dönem karı ile SİFAŞ Sentetik İplik Fabrikaları yer alırken 59 milyon lira ile Erikli Su ve Meşrubat üçüncü oldu. 2012 yılında İkinci 500’de kar eden kuruluş sayısı da birinci 500’de olduğu gibi arttı. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun 417’si kar, 83’ü ise zarar bildirdi. 2011 yılında kar bildiren kuruluş sayısı 375 idi.
Karlılıkta sektörler: İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşları’nın gıda, içki ve tütün sanayiinde olanları 2011 yılına göre yüzde 206’lık artışla karlılıkta ilk sırayı aldılar. Ardından gelen metal eşyacıların kar artışı yüzde 103 seviyesinde oldu. Metal eşyacıları, dokuma ve hazır giyimciler sektörü izlerken, bu sektörün 2012 kar artışı yüzde 88 olarak gerçekleşti.
İstihdam tablosu: İkinci 500’de ücretle çalışanlar sayısı 2012 yılında yüzde 0.8 oranında arttı. Birinci 500’de bu artış yüzde 3.7 olmuştu. İkinci 500’de istihdam azalmasını taşıt araçları sanayiinin yüzde 33’lük istihdam artışı sağlaması oldu. Metal eşyacılar da yüzde 21 istihdam artışı yakaladılar.Madencilik ve taş ocakçılığında ise yüde 73 istihdam azalması oldu.
Borç/özkaynak oranı: 2012 yılı Birinci 500’de toplam borç/özkaynak oranı yüzde 112 iken özel kuruluşlar için bu oran yüzde 134.1 ile daha olumsuz bir görüntü sergiliyordu. İkinci 500’de de oran yüzde 133.5 ile yüksek ve özel kuruluşlar için oran yüzde 134.9 ile Birinci 500’le hemen hemen aynı. Toplam borç/özkaynak oranları 2011 yılına göre nispi bir küçülme göstermişken, oranlar hala oldukça yüksek seviyelerde seyrediyor. Oranların bu kadar büyük olması, Türkiye ekonomisinde reel kesimin kaynak yapısının bozuk olmasını ve dışa bağımlılığı göstermesi bakımından önemli. Ekonomide düşük tasarruf oranları sonucu ortaya çıkan kaynak yapısındaki bu bozukluklar, ekonominin üretim-tüketim dengesindeki açığını yüksek cari açıkla fonlamak zorunda olduğunu gösteriyor.

ERDAL BAHÇIVAN – İSO Başkanı
Küresel gelişmelerin getirdiği yeni riskler var ama…

Eski riskler varlığını korurken yükselen piyasa ekonomilerinde ortaya çıkan düşük potansiyel büyüme, yavaşlayan kredi hacmi ve ABD’deki parasal sıkılaştırmanın sermaye hareketlerini sınırlaması ve benzeri faktörler yeni riskler ortaya çıkarttı.Bu konjonktürün ekonominin genel performansına olan negatif etkileri 2012 yılında yaşandı. Ekonomimizin büyümesi yüzde 9’lardan, yüzde 2,2’lere kadar geriledi. Bu daralmanın yarattığı etki sanayi şirketlerimizin büyüme performanslarında da görülüyor. Büyüme var ama istenen ölçüde değil. Ancak küresel piyasalardaki olumsuz hareketlilik, bizleri bugüne ve geleceğe yönelik hedef ve planlarımız konusunda kuşkuya, karamsarlığa asla sevketmemelidir. Biz Türkiye olarak, ekonomi bağlamında geçmişte oldukça zor günler geçirdik, ama her seferinde hep beraber, elbirliğiyle yolumuza devam ettik. Bugün ve gelecekte de aynı anlayışla yolumuza devam edeceğimize inanıyor, sanayiciler olarak hedeflerimize ulaşmak için her türlü çabayı göstermeye de devam edeceğimizi belirtmek istiyorum.\”

admin
ADMINISTRATOR
PROFILE

Diğer Yazılarımız